{ "title": "Şah İsmail Türbesi", "image": "https://www.turbe.gen.tr/images/sah-ismail-turbesi.jpg", "date": "19.01.2024 11:36:57", "author": "Selen Karadeniz", "article": [ { "article": "Şah İsmail Türbesi, Suriye'nin Halep ilinde Eşme köyü sınırlarında bulunan ülkemizin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçasıdır. Süleyman Şah Saygı Karakolu ile birliktedir. Türbenin içinde Osmanlı Devleti'nin kurucusu, aynı zamanda ilk padişahı olan Osman Gazi'nin dedesi, Ertuğrul Gazi'nin babası olan Süleyman Şah'ın, aynı zamanda iki askerinin naaşları bulunur. Bunun dışında türbede bulunan naaşın Süleyman Şah'ın Osman Gazi'nin dedesi değil, 1. Kılıçarslan'ın babası olan Kutalmışoğlu Süleyman olacağı hakkında bazı görüşler bulunmaktadır.

Malazgirt zaferinin ardından yeni yurt edinme amacıyla batıya giden Oğuz boylarının içinde Süleyman Şah önderliğindeki Kayı Boyu'da vardır. Bu yolculukta Caber kalesine gelen Süleyman Şah, burada Fırat nehri boylarında yerleşir. Yeniden yurt aramaya çıkan Süleyman Şah, Fırat nehrini geçmeye çalışırken 1227 yılında muhafızlarıyla beraber Fırat nehrinde boğulur. Daha sonra Süleyman Şah ile iki askerinin naaşı Caber kalesi eteklerindeki bir kümbete defnedilir. O dönem Osmanlı Devleti'nin sınırlarında olan mezara türbe yaptırılmış ve Türk mezarı denmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasından sonra kale ve türbe Fransız Suriye Mandasının sınırlarında kalmıştır.

Fransa ve Türkiye arasında 20 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşmasının 9. Maddesi ile 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşmasının 3. Maddesine göre Caber kalesi ile türbe Türkiye Cumhuriyetinin toprağı olarak kabul edilmiştir. Ülkemize burada muhafız bulundurma ve bayrak çekme hakkı verilmiştir. 2. Abdülmecid o dönem TBMM'ne bir mektup göndererek, kendisinin ve aynı zamanda Osmanlı Hanedanının atası Süleyman Şah'ın mezarıyla alakalı olarak Meclis'in alakasına teşekkür etmiştir.

Caber Kalesi ve Süleyman Şah Türbesinin nakledilmesi

1968 yılında Fırat Nehrinin üzerinde Suriye tarafından başlatılan Tabka Barajının yapımının 1973 yılında tamamlanacağı ve suların toplanmasıyla Caber Kalesi ile Süleyman Şah Türbesinin sular altında kalacağı belirtilerek, Suriye Türkiye Cumhuriyetinden türbenin başka yere alınmasını ya da Türkiye'ye nakledilmesini bildiren bir nota vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti buna notayla karşılık vererek, Keban Barajının kapaklarını kapatmış ve Fırat nehrinden su akışını engellemiştir. Bu restleşmeden sonra, Türkiye gönderdiği uzmanlar ve mimarlarla türbenin taşınabileceği yer tespitinin yapılmasını istemiştir. Bu gelişmelerden sonra Şam ve Türkiye hükümetleri bir anlaşma imzalamıştır. Buna göre; Süleyman Şah Türbesi Halep Hasseki yolundaki Karakozak Köyü yakınlarına nakledilecek, barajın kenarındaki türbenin yerine yakın yere mermer bir kitabe dikilecek ve türbenin yerini belirlemek amacıyla gölün üzerine bir şamandıra yerleştirilecektir.

Süleyman Şah Türbesi ve karakol 1973 yılında Halep'e 123 km uzaklıkta, Şanlı Urfa'ya 92 km uzaklıkta Fırat nehrinin doğu kıyısında bulunan Karakozak köyünde toplamda 10.096 m2 olan yeni yere taşınmıştır. Ancak 1995 yılında yeniden Fırat Nehri üst kollarında inşaata başlanan Teşrin barajı nedeniyle, Suriye Süleyman Şah Türbesinin başka bir yere ya da Türkiye içine nakli konusunu gündeme getirmiştir. Yapılan görüşmeler sonucunda türbenin yerinin korunmasına karar verilmiştir. 2001 yılında barajın tamamlanmasıyla yeniden türbenin taşınması gündeme gelmiştir. Fakat Türkiye'deki 57. Hükümet türbenin yerinin korunmasını sağlamıştır. 23 Ocak 1923 tarihinde imzalanan tutanakla türbe arazisi sınırları tahkim edilerek, binanın içerisi ve dışı onarılarak, karakol yeniden yapılmıştır. Süleyman Şah Türbesi tekrar ziyaretçilere açılmıştır.

22 Şubat 2015 tarihinde ise Süleyman Şah Türbesi ve karakolu yeniden Suriye'de sınıra mücavir olan Suriye Eşmesi köyü kuzeyine, yine aynı büyüklükte olan araziye geçici olarak taşınmıştır. Yapılan açıklamaya göre türbenin ve karakolun statülerinde değişiklik olmadığı belirtilmiştir.

Süleyman Şah türbesi mimari özellikleri nelerdir?

1973 yılında türbenin yeni yere taşınmasıyla, Dışişleri Bakanlığının talebi ile Prof. Dr. Ünal Demirarslan türbenin mimarı olarak görevlendirilmiştir. Daha sonra türbe ve müştemilatı 2 mimar ve 20 işçiyle birlikte 4 ay içinde tamamlanmıştır. Yapılan masraflar Türk Hükümeti tarafından karşılanmıştır. Süleyman Şah Türbesi geleneksel mimari motifleri ve modern mimari özellikleri taşımaktadır. Dışarıdan gelen taciz ateşlerine karşı nöbet tutan askerlerin yerleri de içeriye dönük yapılmıştır. 2008 yılında barajın yükselen sularından türbenin zarar görmemesi amacıyla, duvarların altına 880 adet 11,5 boyunda fore kazıkla geçirimsiz tabaka konulmuştur. Etrafa beton duvar örülmüş, iki bayrak direği yapılmıştır. Ayrıca atık suların Fırat Nehrini kirletmemesi amacıyla arkaya arıtma sistemi yapılmıştır. Etrafı çimlendirilmiş ve yeşil alan yapılmıştır." } ] }