{ "title": "Arap Baba Türbesi", "image": "https://www.turbe.gen.tr/images/Arap-Baba-Turbesi-53.jpg", "date": "21.01.2024 11:10:21", "author": "evin esen", "article": [ { "article": "
Arap Baba Türbesi, Elazığ'ın Harput Mahallesindeki Arap Baba türbesi içinde bulunan ve mumyalanmadığı halde yaklaşık 700 yıldır bozulmayan ceset, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün izni ile bilim adamları tarafından türbeden alınıp incelenmek için Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldü. Mumyalanmadığı halde bunca zaman bozulmadan duran naaşın sırrının çözülmeye çalışılacağı belirtiliyor. Elazığ'ın Harput Mahallesi'nde olan Arap Baba türbesine Vakıflar Genel Müdürlüğünün izniyle gelen bilim adamları, türbede bulunan ve yaklaşık 700 yıllık olduğu tahmin edilen Arap Babanın sanduka içindeki naaşını alarak Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürdüler. 700 yıl geçmesine karşın mumyalanmadığı halde bozulmadan kalan naaşın sırının yapılan incelemelerde ortaya çıkarılmaya çalışılacağı belirtilmiş. Üniversitede yapılacak çalışmalarda, Arap Babanın kesin yaşının da bulunacağı belirtilmiş.

Arap Baba Kimdir?

Belli kaynaklara göre Arap baba Harput velilerindendir. Gerçek adı Yusuf, babasının adı da Arabşah'tır. Hayatı hakkında fazla bir şey bilinmiyor. Doğum tarihi ve yeri bilinmez. 13. Asırda yaşadığı rivayet edilen Arap Baba, Harput'un fethi için gelen Selçuklu kumandanlarındanmış, aynı zamanda büyük bir velidir. İslamiyet'i yaymak için bazen kılıç kullanan Arap Baba çoğu zaman insanlara doğru yolu göstermek için vaaz ve nasihatlerde bulunmuş. Ölüm tarihi bilinmiyor. Arap Baba türbesi 1279 tarihinde yapılmıştır. Türbenin alt tarafında kabir odası, üst katında ise ziyaret edilen sanduka bulunur. Arap Babanın kabrinin bir özelliği de naaşının herkesçe görülecek şekilde açıkta olmasıdır.

Arap Baba Türbesi Efsanesi

Efsaneye göre, çok eski yıllarda Harput'ta büyük bir kuraklık başlamış, yağmurlar yağmıyor otlar yeşermez olmuş. İnsanların yağmur duasına çıkmaları da fayda etmemiş. Bir gece Harput'ta Arap Baba türbesine yakın olan evlerden birinde oturan Selvi adlı yaşlı bir teyze rüyasında, Arap Babanın türbedeki naaşının başını keserek bir dereye attığında yağmurun yağacağını görmüş. Komşularına anlatmış olduğu rüyası bütün Harput'a yayılıvermiş. Haftalar geçmiş Harput'a bir damla yağmur düşmemiş. Kıtlık kapıdaymış. Çaresiz kalan halk Selvi nineyi Arap Babanın başını kesme konusunda ikna etmeye çalışmışlar. Fakat yaşlı kadın buna cesaret etmeyince, bir gece evi etrafında toplanıp evini taşlamaya başlamışlar. Ertesi gün yaşlı kadın çaresiz şekilde içindeki korkuları bastırarak, Arap Babanın türbesine gitmiş ve cesedin başını kesip dereye atmış. Bunun üstüne yağmurlar başlamış başlamasına fakat kıtlıktan daha büyük bir felaket yaşanmış. Seller olmuş, dereler taşmış. Yağmurlar rahmet olmaktan çıkıp felakete dönüşmüş. Yine bir gece Selvi nine rüyasında bu defa Arap Babayı görmüş. Eğer başını attığı dereden alıp yerine koymazsa yağmurların dinmeyeceğini, kadınında başına kötü şeyler geleceğini söylemiş. Kadın, sabah korkuyla uyanıp dereye gitmiş, kesik başın derenin kenarında durduğunu görmüş ve hemen alıp sandukadaki yerine koyuvermiş. Ardından yağmurlar dinmiş ve her şey eski haline dönüşmüş.
" } ] }